Milliyet Sanat dergisinin temmuz sayısında Ahmet Tulgar’ın sorularını yanıtlayan Orhan Gencebay, müziğini ve dünya görüşünü, hayli geniş tuttuğu ama milliyetçiliğe yaklaşan bir Türklük kavramı ile açıkladı.
“Berhudar Ol” albümünüz çıktı. Nasıl aldınız yeni bir albüm yapma kararını, ilk tepkiler nasıl?
Tepkiler son derece iyi. 3,5 yıldan sonra, yaptığım bir albüm. Şimdi bu albümümde birkaç tane özellikli parça da var. Bir tanesi “Diriliş-Etrüskler” adını koyduğum; diğeri “Vatan Sağolsun” adını koyduğum, askerken yaptığım bir parça. “Diriliş”, Türk kültürünün tarihi bir hikâyesini anlatıyor, böyle bir yapıya sahip, 6.5 dakikalık, enstrümantal.
Türk kültürü derken Anadolu’yu mu, Anadolu kültürünü mü kast ediyorsunuz? Değilse bir kavmi mi, bir ırkı mı?
Hayır, Türk kültürünü kastediyorum. ‘Türk’ dediğin zaman ırk akla gelir, fakat ben yalnız ırkı anlatmıyorum. Aslında bir kültürü benimseyenleri kast ediyorum... Bir İngiliz’e sorduğunuz zaman, “Ben Hıristiyanım ama İngilizim” diyor. Biz ne diyoruz, “Elhamdülillah Müslümanız ama Türküz” diyoruz. Şimdi bunun gibi bir felsefe. Zamanında Türk felsefesi böyle bir felsefe imiş.
‘Macarların kökeni Türk’
Neden böyle saf bir Türk kimliği arıyorsunuz?
Burada anlatmak istediğim ırkla, herhangi bir dil, din, cins ayrımıyla ilgili değil. Bir kültür var ortada, kendisi aynı ırktan olmasa da, insanlar, bunu benimsemiş olanlar “Ben Türküm” diyor. Şu anda Macarlar’ın kökeni Türk ama onlar asimile oldular mesela. Avrupalı. Mesela İtalyanlar ile Türkler büyük ölçüde karışmış Etrüskler olarak. Zaten “Diriliş”in bir adı da “Etrüsk”tür.
Orhan Gencebay adıyla Türkçülüğün bu kadar örtüşmesini neden istiyorsunuz? Bir müzik albümüne Türk kültürünün hikâyesini anlatan bir eser koymak, sonra bu tezlerle desteklemek sıradan bir çaba değil.
Ben Türk müzisyeniyim bakın. Dolayısıyla Türk müziği ile ilgili bilgileri bilmeye çalışıyorum. Batıcılar da Batı müziğini bilmeli. Herkes kendi misyonunu. Ben de bunu bilmezsem olur mu? Şu anda Anadolu’daki sesleri tanımamak olur mu?
‘80’lerden beri solcu yazarlar sizin müziğiniz üzerine yazıyorlar.Solcular sizi hep sevdi. Bu Türkçü ve tekçi iddialarınızla solcuları hayal kırıklığına uğratmaktan çekinmiyor musunuz?
Ben ilerici, ileri fikirli olmaya çalışan birisiyim. Dolayısıyla sol kesimde de ilericilik anlayışı olduğu için genelde, diğer kesimlerde de var da, burada biraz daha bariz, eh ben de o kafaya sahip olduğuma göre, ondan dolayı birbirimizi benimsemiş olabiliriz. Ben yine de sanatı siyasetçi olarak görmüyorum. Sanat siyaset yapmıyor.
‘Sanat siyaset yapmaz’
Ama Başbakan’ın açılım toplantısına gittiniz ve konuştunuz.
O çok farklı bir şey. Yani sanat siyaset yapmaz. Siyaseti kişiler yapar. 6.5 dakikalık eserimin, “Diriliş”in bir adını da niye “Etrüskler” koydum? Kültürden bahsetmek için. Etrüskler bunda 3 bin 850 yıl evvel Kuzey İtalya’da, Floransa’da, Toscana şehrinde kabile devletini oradaki insanlarla kurmuş olan kişiler. Bunların kökeni araştırılmış, büyük ölçüde bunlar yüzde 97 Türk DNA’sı taşıyor diye kabullenilmiş. Ama yine de, bu kadar süreçte DNA’ların sağlıklılığına inanmamak lazım.
ETRÜSKLER KİMDİR?
İtalya’nın Tiber ile Arno nehirleri arasında yer alan Etruria bölgesinde yaşamış ve M.Ö. 6. yüzyıla dek varlığını sürdürmüş bir halkın adı olarak biliniyor. Etrüksler, eski Romalılar tarafından Etrusci veya Tusci adlarıyla tanımlanıyordu. Etrüsk halkı ve kültürü zamanla Roma İmparatorluğu içinde eriyerek yok olmuştur. Etrüskler, kendi dönemlerinde İtalya’daki diğer kavimlerden çok daha ileri bir uygarlık düzeyinde oldukları ifade ediliyor.